Tüm Türkiye’de olduğu gibi, Kuşadası’nda da en kolay iş eleştirmek. Mikrofonu kime uzatsanız, herkes kendini Kaymakam, Belediye Başkanı ya da Emniyet Müdürü sanarak ahkam kesiyor.
Ama bu eleştiriler genellikle hiçbir bilgiye dayanmadan, tamamen duygusal tepkilerle yapılıyor. Vatandaşın, devletin işleyişini ya da yerel yönetimin karşılaştığı zorlukları anlamadan konuşması bir yere kadar anlaşılır, ama peki ya geçmişte bu ilçeye başkanlık yapmış olanlar? Onlar hangi yüzle eleştiriyor?
Sanki kendi dönemlerinde her şey kusursuzdu! Bugün şikayet ettikleri sorunların çoğu kendi dönemlerinde başlamadı mı? O zamanlar her şey güllük gülistanlık mıydı? Hayır! Kendi yönetimlerinde yaşanan yolsuzlukları, başarısızlıkları çabucak unuttular anlaşılan. Kendilerini o koltukta oturdukları dönemde hiç mi yolsuzluk olmadı? Hiç mi hesap sorulmadı? Şimdi kalkıp bugünkü yöneticilere laf söylemek kolay, peki kendi dönemlerinde yapılan rezaletlere ne demeli?
Mesela, Fuat Akdoğan döneminde zabıta müdürü ve imar müdürü cezaevine girmedi mi? Bunlar yargılanmadı mı? Bu olaylar görmezden mi gelinecek? Peki ya Esat Altungün zamanı? Erdoğan Uyan, tam 13 ay boyunca cezaevinde yatmadı mı? Bugün oturdukları yerden eleştirenler, geçmişte kendi yönetimleri altındaki bu skandalları unuttular mı sanıyorlar? Bunlar örtbas edilmeye çalışılıyor ama gerçekler ortada. Kendi dönemlerinde de işler hiç de iyi gitmiyordu.
Bir de Behçet Alp var. Bugün İYİ Parti’den belediye başkan adayı olmuş olabilir, ama kaybetti. Neden? Çünkü halk, onun ne kadar güvenilmez olduğunu çok iyi biliyor. Gitmediği siyasi parti kalmadı; bir gün sağcı, bir gün solcu, bir gün milliyetçi. Genç yaşında siyaseti bir basamak olarak kullanmadı mı? Farklı partilerde gezinerek hep kişisel çıkarlarını gözetmedi mi? İnsanlara ulaşmak ne mümkün; telefonlara bakmaz, aramalara geri dönmez. Bu mudur belediye başkanlığı yapacak kişinin tavrı?
Bugünkü yöneticilere fütursuzca saldıranlar, önce dönüp kendi dönemlerine bir baksınlar. Hataları örtbas ederek, bugünü eleştirmek kimseyi kahraman yapmaz. Asıl mesele, geçmişte yapılan hatalardan ders almak ve daha iyi bir yönetim anlayışıyla hareket etmek. Ama belli ki bu kişiler, geçmişteki başarısızlıklarını unutturup, yalnızca bugünkü yönetimi yıpratma derdindeler.
Belediye başkanlığı, lafla değil, icraatla yapılır. Bugün eleştiri yağdıranlar, geçmişte o koltukta oturduklarında halkı ne kadar memnun edebildiler? Gerçekten hizmet ettiler mi, yoksa sadece çıkarlarını mı gözettiler? Halk bu soruları unutmaz, unutmamalı da. Sadece eleştirip köşeye çekilenler değil, sorunların çözümü için çalışanlar bu şehri daha iyi bir yere getirebilir. Gerisi sadece boş laf!