Son zamanlarda ulusal medyada, yerel medyada ve hatta sosyal paylaşım sitelerinde, başta polis memurları olmak üzere, devlet memurları hakkında hatta buna adliye personeli (Hakim, Savcı ve Katip) dahil olmak üzere, epeyce saldırgan tavırlar ve olumsuz eleştirilerle karşı karşıyayız.
Devlet memurlarının işleyişini eleştirmeden önce, onlara yasaların verdiği yetkiyi tartışıp konuşmak lazım ki, ön yargıdan kurtularak, eleştiriler yerinde olsun.
Şunu herkesin iyi bilmesi lazım ki tüm devlet memurlarının da, başta kendilerinin de insan olduğunu bilip, ailesi, eşi, kardeşi, çocuğu vardır, aynı zamanda onlarında yargı karşısında hesap verme gibi durumları vardır. Türkiye Cumhuriyetinde Başbakan yargı karşısında hesap verip, İdam edildi. Türkiye Cumhuriyetinde, Genel kurmay başkanı Ceza evine gönderildi ve bir çok devlet memurları, Hakimler ve Savcılar Cezaevlerine girip çıktılar hala içeride olanlarda var, Haklı veya haksız yere cezaevlerinde yattılar onun tartışmasına girmeyelim şimdi.
Vatandaşların şunu iyi bilmesi gerek, Hiçbir Hakim ve Savcı, yargılama esnasında Devletin Anayasa ve Türk Ceza Kanunlarının maddeleri dışında hareket etmez ve edemez, edenlerinde sonucunu herkes görüyor. Aynı kanun uygulaması diğer devlet memurları içinde geçerlidir. Onlarda yasaların kendilerine görevleri esnasında vermiş olduğu yetkiler kadar hareket edebiliyorlar.
POLİS MEMURUNUN GÖREVİ VE YETKİLERİ
Polis memuru devlet nazarında Kolluk kuvveti olarak adlandırılır, polisin görevi gördüklerini veya savcılık tarafından bildirilen suçluları yakalayıp, adli mercilere teslim etmektir. Suçluların yargılanıp ceza alıp almama konusunda yasalara göre adli merciler yetkilidir. O suçluları yakalamak için ne meşakkatli yollardan geçtiklerini bilmek lazım. Suçluları yakalamak için araçla kovalarken çoğu kez trafik kazası tehlikesi atlatıp hayatlarına mal olabilecek durumla karşı karşıya kalıyorlar. Bazen suçlular yakalanmamak için polisle silahlı çatışmayı göze alıyor ve bir çok polis memuru ne yazık ki görevi başında şehit oluyor. Polis zaman zaman kendi asli görevinin dışında diğer kurumların görevlilerinin yapması gereken görevleri dahi yapıyor en yakın örneği olarak zabıtaların yapması gereken görevleri üstlendikleri bile oluyor.
Şimdi Türkiye genelinde ve Kuşadası ilçesinde polisin görevleri esnasında, lüzumsuz işlerle uğraştığı ve nasıl bir zorluklar haberiniz var mı? Ben size kısaca özetleyeyim.
(1)-Ne yazık ki son zamanlarda ülke genelinde birbirimize karşı kaybolan tahammüller, komşuluk ilişkilerinin zayıfladığı dönemdeyiz. Aynı apartmanda yan komşusunun biraz seslerinin yükseldiğinde hemen telefonu eline alıp 155’i arayarak şikayetçi olur. Polis gittiğinde söz konusu şikayet edilen kişi veya kişiler, eleştirilerini direkt polisi hedef alıp, kendisi hakkında polisi arayıp şikayetçi kişiyi veya kendisinin çevreye vermiş olduğu rahatsızlığı göz önünde bulundurmuyorlar.
(2)- Biliyor musunuz ?, Bir evde anne ile kızı-oğlu veya baba ile tartıştıkları ve işi daha ileri götürerek olayı birbirlerine karşı darp olayının gerçekleştirdikleri sırada evde bulunan 3.kişinin 155’i araması sonu eve gelen Polis ekiplerine “Biz aileyiz tartışabiliriz birbirimizden davacı ve şikayetçi değiliz” dediklerinde Polislerin yapabileceği bir şeyin olmadığını, ve oraya gitmek için harcadığı zamanı ve devletin boşa harcanan mazotunun bedelini.
Elbette her kurumun içerisinde görevinin tanımını tam olarak kavrayamayıp, Devletin kendisine vermiş olduğu görev yetkisini duygularına yenik düşüp vatandaşlara karşı yanlış tutum içerisinde olabiliyor, ama o kişini hatalarını tüm bir kuruma mal etmemek lazım. Bu devletin Polis ve Askeri bizlere her zaman lazım. Bizlerden önceki jenerasyonun, ve bizlerin ve bizlerden sonra gelecek olan nesillerin Can ve mal güvenliği bu kurumlar tarafından sağlanmaktadır. O nedenle eleştirirken önce empati kurmak lazım.
DEVAMI GELCEK HAFTA YAZI DİZİSİNDE
Hoş çakalın, Sağlıcakla kalın.
