[vc_row][vc_column][vc_single_image image=”8470″ img_size=”768×430″][vc_column_text]AKTİF EĞİTİMCİLER SENDİKASI AYDIN ŞUBESİ Tarafından Hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırı, angarya ve zorla çalıştırma olan okullardaki nöbet görevi ile ilgili basın açıklaması yaptılar.
Öğretmenlik mesleği son yıllarda hem maddi hem de manevi açıdan ciddi bir itibar kaybına uğrarken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın hukuksuz ve mesleki esaslara aykırı uygulamalarının da bu erozyona zemin hazırladığı, hatta arttırdığı görülmektedir. Bu uygulamalardan birisi de öğretmene okullarda nöbet tutulmasıdır, Diyerek söze başlayan ve sorunlarını madde,madde dile getiren sendika üyeleri ;
ÖĞRETMENE NÖBET TUTTURMAK, HUKUKSUZ, MESLEĞE AYKIRI, ANGARYA VE ZORLA ÇALIŞTIRMADIR
Öğretmene tutturulan nöbet ne hukuk ilkelerine, öğretmenlik mesleğinin gereklerine uygun olmadığı gibi karşılığında öğretmene bir ödeme de yapılmamaktadır.
1- Öğretmene Nöbet Tutturmak Hukuksuzdur: Hukuk sistemimizde öğretmenlerin nöbet görevlerini düzenleyen ortak yasal bir düzenleme mevcut değildir.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun “Öğretmenlik” başlıklı 43. maddesi “Öğretmenlik, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.” hükmünü içermektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere öğretmenin asli görevi eğitim ve öğretimdir. Öğretmenin görevleri arasında sayılmayan nöbet kavramı, kanunun hiçbir yerinde de geçmemektedir.
Yürürlükte bulunan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ile Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 3. maddelerinde yönetmeliğin hazırlanmasına dayanak gösterilen 222, 573, 652, 1739 ve 5580 sayılı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerin hiçbirisinde nöbet kavramı geçmemektedir.
Bu tablo ortada iken, okullarda ihtiyaç duyulduğunda konuyu temel bir hukuki çerçeveye oturtmak yerine yönetmelik gibi geçici ve yüzeysel düzenlemelere gidilmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı Nöbet Hizmetleri Özel Talimatı’nın ise hem yasallığı hem de uygulanabilirliği tartışmalıdır.
2- Öğretmenin Güvenlik Sağlamaya Yönelik Nöbet Tutması Mesleki Açıdan Uygun Değildir:Öğretmen bir güvenlik görevlisi değildir. Hiçbir öğretmen, öğretmenlik mesleğine yönelik bilgi ve donanımın kazandırıldığı okullarda ya da programlarda, nöbet görevi ile ilgili hiçbir eğitim almamaktadır.
Buna rağmen nöbet tutmaya mecbur edilen öğretmen, nöbeti süresince mesleğiyle değil güvenlik işlemleri ile uğraşmak zorunda kalmakta, hatta yaşanan olaylar nedeniyle fiziksel veya sözlü saldırılara hedef olmaktadır. Uygulama bırakın güvenlik sağlamayı, öğretmenin kendi güvenliğini de tehlikeye atmaktadır. Devletin güvenlik görevini de öğretmenlere yıkarak, onların olası saldırılar karşısında hedef haline getirilmesi kabul edilemez.
3- Öğretmenin Nöbet Görevi Karşılığı Verilmeyen Bir Emek Sömürüsüdür:Hukuki dayanaktan yoksun, mesleğe aykırı nöbet uygulaması, mevcut şekliyle öğretmene dayatılan bir angarya ve zorla fazladan çalıştırmadır. Diğer bütün mesleklerde, nöbet karşılığında ek ödeme yapılmaktadır. Ancak öğretmene fazladan iş yükü getiren bu külfet karşılığında hiçbir ek ücret ödenmemektedir.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 14 sayılı Sözleşmesi; fazla mesailerin ancak belli bir ücret mukabilinde yapılacağı kabul edilmiştir. Ülkemiz de bu sözleşmenin tarafıdır. Kısaca öğretmenlerin nöbet hizmeti ve normal mesai saatleri haricindeki verilen her türlü görev, “fazla çalışmadır” ve zorla hiçbir öğretmene dayatılamaz, bilâ ücret yürütülmesi istenemez.
Anayasamızın“Zorla Çalıştırma Yasağı” başlıklı 18. maddesinde “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. (…)” hükmüne yer verilmiştir. Yine Anayasa’nın “Ücret Emeğin Karşılığıdır” başlıklı 55. maddesinde “Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.” hükmü bulunmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun fazla çalışmanın ücretle ödenmesini içeren, “Fazla Çalışma Ücreti” başlıklı 178. maddesi; aynı kanunun 99. ve 100. maddelerindeki haftalık çalışma süresinin sınırlarına riayet ederek fazla çalışmanın saat başı ücretlendirilmesini bir kural olarak getirmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 44. maddesi ve Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 91. maddesinde geçen ve hiçbir üst hukuk normuna dayanmayan öğretmenlerin nöbet görevi başlıklı maddelerinin (9) ve (f) bendlerinde “Nöbet görevine özürsüz olarak gelmeyen öğretmen hakkında, derse özürsüz olarak gelmeyen öğretmen gibi işlem yapılır.” denilmiştir. Halbuki genel bir kural olarak, bir cezanın verilebilmesi için o görevin kanunla tanımlanmış olması özlük ve mali hakların da belirlenmiş olması gerekmektedir. Oysa öğretmenlerin nöbet zorunluluğuna ilişkin bir tanımlama ve belirlenmiş, mali, özlük hakları sözkonusu değildir.
Nöbet hizmeti, öğretmenlik mesleğinin doğasına uygun şekilde, hukuk ve mesleki gereklilikler temelinde, ücreti belirlenerek düzenlenmesi halinde okuldaki eğitim-öğretimin bir parçası olarak kabul edilebilir.
EĞİTİM ÇALIŞANLARI OKULLARIN GÜVENLİĞİNDEN SORUMLU OLMAK İSTEMİYORLAR
Öğretmenlerin Okullarda tuttukları nöbetlerle ilgili eğitim çalışanlarına yapılan ankette eğitim çalışanlarına üç soru yöneltilmiş ve görüşleri istenmiştir.
Anket sonuçlarına göre;
- Nöbet görevi karşılığında ek ders ücreti ödenmeli midir? Sorusunu 2586 eğitim çalışanı cevaplandırmıştır.
Katılımcıların 2410 Evet derken 176 katılımcı Hayır cevabını vermiştir. Eğitim çalışanlarının % 93’ü nöbet görevi karşılığında ek ders ödenmesi yönünde görüş bildirmiştir.
- Nöbet görevi öğretmenler için angarya mıdır? Sorusunu 2547 eğitim çalışanı cevaplandırmıştır.
Katılımcıların 2160’ı Evet derken 387 katılımcı Hayır cevabını vermiştir. Eğitim çalışanlarının % 85’i nöbet görevinin öğretmenler için bir angarya olduğu ve asli görevinin dışında iş verildiği yönünde görüş bildirmiştir.
Okulların güvenliğinden öğretmenler sorumlu olmalı mıdır? Sorusunu 2593 eğitim çalışanı cevaplandırmıştır.
Katılımcıların 132’si Evet derken 2461 katılımcı Hayır cevabını vermiştir. Eğitim çalışanlarının % 95’i okulların güvenliğinden öğretmenlerin sorumlu olmaması önünde görüş bildirmiştir.
Sayılan bütün bu olumsuzluklara rağmen bu uygulama devam edecek ise:
1- Öncelikle açık ve net bir hukuki zemin oluşturulmalıdır. Nöbet hizmeti anaokulundan liseye kadar eğitimin her kademesini kapsayacak şekilde ortak-yasal bir zemine dayandırılmalı, uygulamadaki farklılıklara ve idarecilerin keyfi davranışlarına imkan verilmemelidir. Bir öğretmene haftada birden fazla nöbet verilmemelidir.
2- Öğretmenler güvenlik görevlisi gibi kullanılmamalı, nöbet görevi, mesleğin gerekleriyle sınırlı olmalıdır.En değerli varlıklarımızı emanet ettiğimiz okullarda güvenliği nöbetçi öğretmenler değil, okul polisi ve özel güvenlik görevlileri sağlamalıdır. Okullarımız, başta kameralı takip olmak üzere güvenlik sistemleriyle donatılmalıdır.
Öğretmen nöbetleri eğitsel boyutta yapılandırılmalı, öğretmenlerden güvenlik görevlisi hizmetleri beklenmemelidir. Nöbetçi öğretmen kapı girişinde öğretmen dövmeye gelenleri engelleyen bir polis; esrar, tiner, çakmak gazı çeken öğrencileri karşılayan bir güvenlik görevlisi; zil çaldığında “hadi çocuklar içeri” diyen bir hizmetli; boş geçen dersleri dolduran bir joker; okul idarecilerinin kendi ihtiraslarına göre istediği gibi görevlendirebileceği bir tatmin aracı değildir.
3- Öğretmenlerin tutacağı nöbet mutlaka ücretlendirilmelidir.Bütün diğer meslek gruplarında tutulan nöbetler “Fazla Çalışma” sayılıp ücretlendirilirken, öğretmenlere nöbet hizmetleri için herhangi bir ek ücret ödemesinin yapılmaması Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlikilkesine aykırıdır. Bu nedenle, nöbet hizmeti angarya olmaktan çıkarılıp “fazla mesai” olarak kabul edilmeli, öğretmene nöbet tuttuğu her gün için 6 saat ek ders ücreti ödenmelidir.
Sonuç olarak;
Aktif Eğitim-Sen olarak hukuki temelden yoksun, öğretmenlik mesleğinin esaslarına aykırı, keyfi uygulanan ve karşılıksız emek sömürüsü anlamına gelen nöbet uygulamasına karşı çıkıyoruz. Bu uygulamayı bütün okullarımızda protesto ediyor, hükümeti ve MEB’i biran evvel bu konuda hukuki, hakkaniyetli, öğretmene yakışır bir düzenleme yapmaya çağırıyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Aktif Eğitimciler Sendikası [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]